top of page

İnsan Nasıl İnsan Oldu?

Yıllar önce. Sene 1995 filan. Lisedeyim. Kafamda tek bir fikir, yüreğimde tek bir aşk var. Devrim! Tabii benim gibi sürüyle arkadaşım, -solcu tabirle- yoldaşım var. Elimizden kitap hiç düşmüyor. Tartışıyor, tartışıyor sürekli ufkumuzu açıyoruz vesselam.


O sıralar İstanbul Siyasal’dan bir çocukla tanıştım. Nasıl heyecanlı. Bir o kadar donanımlı. Teoride insiyatif sahibi yani. Bu çocuğu hiç unutmadım. Nedenine gelelim.

İsmini bile hatırlamıyorum, ama bir şartı vardı bu çocuğun. Tartıştığı herkese önce bir soru sorardı.


– İnsan nasıl insan oldu’yu okudun mu? (m. ilin ve e. segal isimli iki sovyet akademisyenin yazdığı kitap)


Karşıdaki ‘evet’ derse sorun yoktu. Keyifle gülümser, hemen tartışmayı alevlendirirdi. Fakat, eğer cevap ‘hayır’sa o zaman,


– insan nasıl insan oldu’yu okumadıysan tartışmam abi! Derdi ve sırtını dönerdi.



Aramızda komedi unsuru olmuştu bir süre sonra. Olmadık yerlerde ‘insan nasıl insan oldu’yu okumadıysan tartışmam abi’ diyor, patlatıyorduk kahkahayı. Ama içten içe etkili olmuştu bu çocuk. Birbirimizden gizli hepimiz kitabı almış ve okumuştuk. O güne kadar okuduğumuz hiçbir kitaba benzemiyordu. Akademik dilden uzak, gündelik bir dille, ilk çağdan günümüze tüm dünyayı önümüze seriyordu. Daha okurken kolay ve su gibi içilen sayfaları bağrınıza basmak geliyordu içinizden.


Kitapta zannedildiğinin aksiye insanı kimin yarattığı yada nasıl biyolojik olarak son halini aldığı anlatılmıyor. İnsan olmanın hikayesi anlatılıyor. Kimilerine göre kitap çok yüzeysel, kimilerine göre sade ve anlaşılır. Bana kalırsa, okunması elzem. -hatta bu satırları yazmadan önce kütüphanemde kitabı aradım. Fakat büyük ihtimal birisine okuması için verdiğimden ve geri gelmediğinden bulamadım. Kitaptan alıntı yapmak için interneti kullandığımı itiraf etmeliyim- Ne vaat ediyor bu kitap? Nasıl bir dünya seriyor akıllarımıza?


Benim Kütüphanemde olması gereken baskı (1989 baskısı)
Benim Kütüphanemde olması gereken baskı (1989 baskısı)

Bu dünyada bir dev var.

Bu devin öyle kolları var ki, hiç güçlük çekmeden bir lokomotifi kaldırabilir.

Bu devin öyle ayakları var ki, günde binlerce kilometre koşabilir.

Bu devin öyle kanatları var ki, bulutlar üzerinde, kuşların çıkamadığı yüksekliklerde uçabilir.

Bu devin öyle yüzgeçleri var ki, su altında balıklardan daha iyi yüzebilir.

Bu devin öyle gözleri ve kulakları var ki, görülmeyeni görür, başka bir kıtada konuşulanları işitir.

Bu dev o kadar güçlüdür ki, dağları delip geçer ve doludizgin akıp giden suları durdurur.

Bu dev, yeryüzünü istediği gibi değiştirir, ormanlar diker, denizleri birleştirir, çölleri sular.

Kimdir bu dev?

Bu dev insandır.

Acaba insan nasıl dev oldu, nasıl dünyanın efendisi oldu?

Biz bu kitapta işte bunu anlatacağız.


Yukarıdaki metin, kitabın başında karşılıyor bizi ve kitap hakkındaki ön bilgiyi zaten vermiş oluyor. İnsan nasıl bir deve dönüştü? İşte bu sorunun cevabının peşine düşüyoruz. Tarih yazılırken oradaymış gibi hissediyor kişi kendini. Jeolojik yapıdan, sanayileşmeye insanın serüvenidir yazılanlanların bir çoğu.



Burada kitap hakkında fazla yazmak istemiyorum. Bu seçim için kendimi sorumlu hissetmek istemem. Aslında önemli olan ve yazmak istediğim, bazılarımızın düştüğü büyük yanılgıyı göstermek. Hayallerimizi toplumu anlayarak, toplumsal dinamikleri analiz ederek kurduk. Fakat önce insanı anlamak, insanın nasıl -biyolojik olarak değil. Çünkü insanın evrimine epey yüzeysel olanak yer verilmiş kitapta- evrimleştiğini gözlemlemek önemli olan.



Bana bunu o üniversite öğrencisi gösterdi. Günler sonra gururumu bir kenara bırakıp, yanına gittim.



– okudum kitabı. Dedim.

– Sen cidden haklıymışsın, şimdi ne demek istediğini anladım.


Gülümsedi.



Onu bir daha görmedim. Öyle sanıyorum.


Çünkü, aklımda kalan tek net görüntüsü gülümsemesi. Onu hiç unutmayacağım ortada. Çünkü hala olmadık yerlerde ‘insan nasıl insan oldu’yu okumadıysan tartışmam abi’ diyor, patlatıyorum kahkahayı.



Not. (Yıllar sonra gelen edit) 2014 yılında Yuval Noah Harari bir kitap yayınladı. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens (Sapiens a Brief History of Humankind) isimli kitap yıllar önce okuduğum kitabın güncellenmiş haliydi diyebilirim. Bir de üstüne Harari'nin görüleri ile biçimlendiğinde iyi bir kitap alternatifi olacaktı. Tabii ben satış rekorları kıracağını tahmin etmemiştim. Fakat kitap tüm dünyada çok sattı. Popüler olması yüzünden değil, etkili, sade ve iyi bir kronoloji ile yazıldığından 16 yaş üstü herkesin okuması gereken kitaplardan biri olarak etiketliyorum.

 
 
 

Comments


bottom of page